2025 yılı itibarıyla yapılan küresel bir araştırmaya göre, her 2 kişiden 1’i finansal, sağlık veya kariyer gibi önemli kararlarında yapay zekâ destekli araçlardan faydalandığını belirtiyor. (Kaynak: PwC Global AI Report 2025)
Yapay zekânın bireysel yaşam kararlarına bu denli entegre olması, yalnızca teknolojik gelişmenin değil, aynı zamanda duygusal bir güven ilişkisi kurulduğunun da göstergesi. Özellikle Z kuşağı ve milenyaller, yapay zekâyı sadece bir araç değil, bir tür danışman gibi görüyor. Chatbot’lardan görsel üreticilere, yatırım analizinden ruh hali değerlendirmelerine kadar AI destekli uygulamaların kullanımı hızla yaygınlaşıyor.
Bu trend, markaların da AI’ye yalnızca teknik değil, deneyimsel bir partner olarak yaklaşmalarını gerektiriyor. Çünkü artık insanlar sadece “doğru cevabı” değil, aynı zamanda kendini anlayan bir sistem deneyimi arıyor.